Eski Türkçe olarak bildiğimiz dilimizde tayy-ı mekân olarak adlandırıldı ve ispatı henüz olmamasına karşı insanlık tarihinin bilinen tarihinden bu yana dile getirildiği bilinir. Birçok mit efsanesinin ana gündem konularından biri olabilmiş olan teleportasyon, özellikle uçan daireler olarak adlandırılan ve yine varlıkları kesin bir şekilde ispatlanamamış olan diğer varlıklar tarafından kaybolup bir anda görünmelerinde teleportaston tekniği kullanıldığı ileri sürülmektedir. Bu tekniği kullandığını iddia eden en ünlü isimlerden birisi John Titor 'dur. Bu şahıs ve bu tekniği kullandığını iddia eden diğer varlıklar ile ilgili ilerleyen günlerde daha kapsamlı bir makale yazacağız. Etimolojik olarak teleportasyon Yunanca 'da uzak anlamında kullanılmakta olan tele ile Latince 'de taşımak olarak kullanılmakta olan portare kelimelerinin birleşimi ile üretilmiş olan bir terimdir.
Teleportasyon (ışınlanma) nedir?
Teleportasyon bir kişinin veya nesnenin (herhangi bir varlığın) bir yerden (mekandan) başka bir yere (mekana) aniden gerçekleşen naklidir. Birçok kültürün mit ve efsanelerinde teleportasyon ile ilgili olarak çok sayıda hikaye veya anlatı bulunmaktadır, ayrıca günümüzde de gerçekliği doğrulandığı iddia edilen birçok kayıtlı örnek vardır.
Teleportasyon konusu özellikle son yıllarda bilimin araştırdığı konular arasına girmiştir. Ancak bu konu bilinen anlamıyla bir maddeyi başka bir mekana ışınlamak yerine bu maddenin kopyalanarak kopyasının başka bir mekana nakli olacak şekilde çalışmalar yürütülmekte ve bu konunun bu şekilde yürütüleceğini öngören Einstein zaman kavramının aşılması söz konusu olsa bile aynı iki maddenin farklı zamanlarda olsa bile aynı mekan içerisinde var olmalarının korkunç sonuçlar doğurabileceğini yıllar öncesinden söylemiştir.
Geçtiğimiz yıllarda Nature dergisinde yer alan ve Dr. David J. Wineland isimli bilimadamının yazdığı makaleye göre ise aktarımın beril atomlar arasında 1 milimetreden küçük bir mesafe içerisinde gerçekleştirildiği yazılmıştı. Her ne kadar 'ışınlanma' bizim için çok heyecan verici bir gelişme olsa dahi getireceği sonuçları da kestirdiğimiz için gerçekleşmemesini umuyoruz. Zira 80-90 arası doğmuş olanlara çocukluğunun kabus dolu gecelerinin başkahramanlarından birisi olan 'The Fly' filmini hatırlatırız ve bilim her zaman için yararlıdır savunmasını yapacak olanlar için başkaca bir şey demiyoruz.
Bu konudaki belki de en dikkat edici örnek 1593 yılının Ekin ayında yaşandığı iddia edilmiştir. Bu tarihte Mexico City 'de, sarayın önündeki Plaza Mayor 'u koruyan nöbetçi askerlerin arasında aniden garip giyimli bir asker görünmüştü. Bu asker bir nöbet kıyafeti giyiyordu, ama üzerindeki giysi hiçbir şekilde diğer nöbetçilerin giydiğine benzemiyordu. Adam sersemlemiş bir haldeydi ve inanamayan gözlerle dikkatle çevresine bakıyordu.
Askerlere şunları söylemişti: ''Adım Gil Perez. Bu sabah Manila 'daki Valilik Sarayı 'nın kapılarını korumak için emir aldım. Burasının Valilik Sarayı olmadığını çok iyi biliyorum, hem burası kesinlikle Manila gibi de görünmüyor. Bunun niçin olduğunu ya da nasıl olabileceğini bilmiyorum. Ama işte buradayım ve burası da bir tür saray, bu yüzden mümkün olduğunca görevimi yerine getireceğim.''
Perez evinden binlerce kilometre uzakta Mexico City 'de olduğuna inanamamıştı. Dini yetkililer onu şeytanın bir elçisi olarak hemen hapsettiler ama ne kadar sorgulanırsa sorgulansın hiçbir şey adamın öyküsünü değiştirmemişti.
İki ay sonra Filipinler 'den bir kalyon geldi. Şans eseri gemideki bir hükümet yetkilisi Perez 'i tanıdı ve Mexico 'ya yola çıkmadan hemen önce onu Manila 'daki saray nöbetçileri arasında gördüğüne tanıklık etti. Dini yetkililer ona inandı ve Perez 'in şeytanın masum bir kurbanı olduğunu açıklayarak Filipinler 'e geri dönmesine izin verdi. (Kaynak: Streiger, ESP, Your Sixth Sense, 106-107)
Bu tür olaylar için hiçbir zaman kesin bir açıklama getirilememiştir. Perez istem dışı bir şekilde bedeninden ayrılmış, astral seyahat yapmış, sonra da bir şekilde astral bedeni evinden binlerce kilometre uzakta fizik bedene geri dönmüş olmalı düşüncesi bu konuya dair en yaygın düşüncedir. Bütün bu anlatılan olaylar için bilimsel olarak bir delil söz konusu olmamakla beraber tamamıyla tanıklık yöntemleriyle veya kişinin anlattığı ele alınarak olaylar incelenmektedir.
Şimdilik telepostasyon konusunda yeterli açıklamayı yapmış olduğumuzu düşündüğümüzden ve ilerleyen günlerde daha detaylı makaleler hazırlayacağımızdan konuyu burada sonlandırmak istiyoruz. Zira kuantum, kuark falan kafanızı epeyce karıştırmak istemeyiz. Google'da Ara
Teleportasyon nedir, teleportasyon nasıl yapılır, kitabı, video, nasıl yapılır, ne demek, sitesi, tekniği, vikipedi, wikipedia, ekşi sözlük, deneyi, mümkün mü, moleküler kuantum teleportasyon, oyunu, olmak, teknikleri, ışınlanma tarzında bir sürü arama yaptım ancak yeterli düzeyde bilgiye ulaşamadım. Yazınızı da inceledim, bu konuyla ilgili daha kapsamlı bir makale yazmanızı veya diğer araştırma sahiplerinin yazmasını istiyorum, kaynak bulmakta zorlanıyorum. Lütfen yorumu yayınlayın.
YanıtlaSil